denize düşen yağmur damlası

Kültürümüzün temel taşıyıcılarından olan kitap yayıncılığımız, içinde bulunduğumuz yüzyılda, nicelik ve nitelik olarak bir hayli gelişme gösterdi. Bir taraftan güçlü sermayelere dayalı yayınevleri varlığını sürdürürken, hatta yayın grupları oluştururken, çok sayıda daha mütevazı yayınevi, eskisiyle yenisiyle yayın sektörüne canlılık katmaya devam ediyor. Tanıtım, dağıtım, pazarlama sorunlarının doğru dürüst çözüme kavuşturulamadığı, dolayısıyla ticarî bakımdan kâr oranı yüksek olmadığı hâlde özverili tutumla yayıncılıkta dikkate değer bir atılım yaşanmakta ve zenginlik göze çarpmakta. Yol,yolcusuz kalmıyor. Kervana katılmak gibi bir alışkanlığımız var.

Daha çok eğitim yayıncılığı yapan Harf ve 300’ü aşkın kitap ve iki dergi ile yayınını sürdüren Hece’ye, Ocak 2015 itibariyle “denize düşen yeni bir yağmur damlası” olarak CümleYayınları eklenmiş bulunuyor. Yayıncılık sektöründeki yerimiz şimdilik “denizde yeni bir damla” olarak nitelenebilirse de biriken damlaların göle dönüştüğünün bilincini taşıyoruz. Bundan güç alarak göle yeni bir maya çalmanın beyhude olmadığını düşünüyoruz. Sizin de bu zevkli yolculukta adımlarınızın adımlarımıza karışmasını umuyor; sizi, bu heyecanı birlikte yaşamaya davet ediyoruz.

Cümle Yayınları “tematik” yayıncılık yapmak üzere yola çıkıyor. Buna “yan tür” yayıncılığı demek de mümkün. Yayıncılığımızın ana türleri arasında görülmeyen yedi türde yayın amaçlıyoruz. Biri diğerinin türevi sayılabilecek bu türler; Biyografi, Hatıra, Gezi, Günlük, Mektup, Portre ve Söyleşi. Bu türlerde telif ve çeviri eserlere,“Cümle kapısı”nı açık tutma niyetindeyiz. Tercihimiz ve önceliğimiz,telif “ilk yayınlar” ile Türkçesi olmayan çeviri kitapları yayımlamaktan yana. Bununla birlikte, artık satışta olmayan bazı önemli eserlerin yeni bir sunumla tekrar baskılarını yapacağımız gibi, kültür ve edebiyat dünyamız için önem ve değer taşıyan gazete ve dergilerde kalmış, kitap hâline gelmemiş yazı dizilerini de okuyucuyla buluşturmaya önem veriyoruz. Osmanlı Türkçesi ile kitap olarak yayımlanmış veya süreli yayınlarda çıkmış ve oralarda kalmış önemli ve bugünün okurunun da ilgisini çekebilecek eserleri, günümüz diline aktararak yayımlamak da önceliklerimiz arasında olacak. Geçmişle günümüzü buluşturmak, kültürel değerlerimizin taşıyıcısı olmak hedeflerimiz arasında.

Belirlediğimiz türlerin açılımlarına da açığız. Bu bağlamda, biyografiyi aynı zamanda otobiyografi, biyografik roman, biyografik oyun olarak algıladığımızı belirtmeliyiz. Monografik eserlere de yayın çerçevemizde yer vereceğimiz gibi, nehir söyleşilerle de biyografik eserler oluşturacağız. Birbirine yakın, iç içe geçme özelliği taşıyan türlerimizin“melezanlatılar”a da kapı açacağını düşünüyoruz.

Yayınlarımızda gözeteceğimiz hususların başında nitelik gelmektedir. İçerik ve biçimde kaliteden taviz vermemizin varlığımıza kastetmek olacağının bilincindeyiz. Eskinin tekrarından kaçınacak, yeni bir dil ve söylemin peşinde olacağız. Ortalama okuyucunun kavrayamayacağı metinlerde açıklamalara yer verecek, eski metinlerde metnin ruhunu zedelemeyecek sadeleştirmelere gidecek, dizin gerektirecek eserlerde bu hususu olmazsa olmaz kabul edeceğiz. Kitaplarımızda tashihi en aza indirmenin çabası içinde olacağız. Hepsinden önemlisi, temiz bir Türkçe’nin alâmet-i fârikamız olmasını istiyor ve amaçlıyoruz.

İçeriğe göstereceğimiz özeni, başta logo ve kapak tasarımlarımız olmak üzere, sayfa düzeni ve biçime ilişkin diğer hususlarda da gözeteceğiz. Zarf-mazruf / dış-iç / biçim-içerik dengesinin önemini ıskalamamaya çalışacağız.

Değerlerimizin zedelenmesine yol açacak metinlere uzak durmakla birlikte, ideolojik saplantıların derin kuyularına düşmemek için de olabildiğince özenli ve dikkatli davranacağız. Önyargılara hapsolmayacağımız gibi, hamaset peşinde de olmayacağız. Kimseyi ötekileştirme, ötekileştirerek var olmaya çalışma, kalabalığın zaaflarıyla kendimize alan açma hevesinde değiliz. Siyasî angajmanlardan olabildiğince uzak durmak kararındayız. Toplumumuza karşı sorumluluğumuzu elbette koruyacağız. Yayınevimiz, değerlerimizi yaşatmada hissesine düşeni yerine getirsin isteriz.

Başa dönerek son noktayı koyalım. “Denize düşen yağmur damlası” olmayı önemsiyor, yağmur damlası gibi “Küçük güzeldir” diyoruz. Harf, Hece, Kelime ve Cümle ile açılan soframızın bereketini paylaşmak; bu sofrada birlikte olmak dileğiyle…